27 Eylül 2025 Cumartesi

Ümit Özdağ’dan Washington Zirvesi Değerlendirmeleri-Yılmaz Parlar

  

Ümit Özdağ’dan Washington Zirvesi ve Türkiye’nin Egemenliği Üzerine Çarpıcı Analiz

“Meşruiyetin Kaynağı Türk Milleti”

Cumhurbaşkanı’na meşruiyet kaynağı Türk milletinden başkası olamaz.”

Heybeliada Ruhban Okulu: “Egemenlik Meselesi”

Heybeliada Ruhban Okulu meselesi, sadece bir eğitim kurumu tartışması değil; doğrudan Lozan Antlaşması, devletin egemenliği ve prestiji ile ilgili bir sınavdır. Uluslararası baskılarla açılması, Türkiye’nin bağımsız karar alma gücünü zayıflatır ve gelecekte emsal teşkil ederek yeni tavizlerin yolunu açar.

Rusya ile Ticaret ve Enerji Dengesi

Sivil Nükleer İşbirliği ve Halkbank Dosyası

Boeing, F-35 ve S-400 Belirsizliği

Suriye ve Hamas Dosyası

Ümit Özdağ, Osmaniye’de şehit aileleri ve gazilerle buluşarak toplumsal sorunlara değindi.

Ancak asıl gündemi Erdoğan–Trump görüşmesiydi. Özdağ’ın değerlendirmeleri, Türkiye’nin enerji politikalarından Suriye meselesine, Halkbank dosyasından Heybeliada Ruhban Okulu’na kadar geniş bir yelpazede ele alındı. Özdağ’ın en net mesajı ise şu oldu;
“Cumhurbaşkanı’na meşruiyet kaynağı Türk milletinden başkası olamaz.”

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Osmaniye’de şehit aileleri, gaziler ve engelli vatandaşların temsilcileriyle buluştu. Program sonrası düzenlediği basın toplantısında ise Erdoğan–Trump görüşmesine ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulundu.

Osmaniye’de Duygusal Buluşmalar

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Osmaniye temaslarında şehit aileleri, gaziler ve engelli vatandaşların sorunlarını dinledi.

Program çerçevesinde ilk olarak Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği Osmaniye Şubesi’ni ziyaret eden Özdağ, Şube Başkanı Gazi Durmuş Öksüz ve üyelerle bir araya geldi. Ardından 7 Ocak Engelliler Spor Kulübü Derneği’ni ziyaret ederek Dernek Başkanı Derviş Arslan ve dernek üyeleriyle görüştü.

Ziyaretlerini sürdüren Özdağ, Türkiye Şehitler ve Gaziler Derneği Osmaniye Şubesi Başkanı Mehmet Mutlu ile bir araya gelirken, programını Osmaniye Şehit Polis Aileleri ve Gazileri Yardımlaşma Derneği ziyaretiyle tamamladı. Bu görüşmelerde ortak tema, vatan uğruna bedel ödeyen ailelerin yaşadığı sıkıntılar ve devletin yükümlülükleri oldu.

Washington Zirvesi: “Meşruiyetin Kaynağı Türk Milleti”

Osmaniye temaslarının ardından basın mensuplarıyla buluşan Özdağ, gündemini ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Washington’daki görüşmesine çevirdi.

Özdağ, görüşmenin kamuoyuna yansıyan kısmının sınırlı olduğunu hatırlatarak, “Basında görüşmelerin ‘mükemmel geçtiği’ yazılıyor. Ancak bu mükemmelliğin kimin için olduğu sorusu önümüzdeki süreçte netleşecektir.” dedi.

Trump’ın görüşme başında Erdoğan’ı işaret ederek “hileli seçimleri herkesten daha iyi bilir” sözleriyle konuşmaya başlamasının diplomatik nezaketten uzak olduğunu vurgulayan Özdağ, “Cumhurbaşkanı’na meşruiyet verebilecek tek makam Türk milletidir. Bu açıklama Türk milletine hakarettir ve kabul edilemez.” ifadelerini kullandı.

Heybeliada Ruhban Okulu: “Egemenlik Meselesi”

Toplantıda en çok dikkat çeken değerlendirmelerden biri, Trump’ın Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması talebi oldu. Özdağ bu konuda sert konuştu:

“Eğer bu okul, Patrikhane’nin şikâyeti ve Trump’ın isteği üzerine açılırsa ve bir yükseköğretim kurumuna bağlı olmazsa, Türkiye’nin devlet saygınlığı ağır bir tahribata uğrar. Lozan’a aykırı bu adım, Türk milletinin egemenliğini doğrudan hedef alır.”

Özdağ’a göre bu mesele, basit bir azınlık hakkı değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin istiklal ve egemenliğiyle ilgili bir kırmızı çizgi.

Rusya ile Ticaret ve Enerji Dengesi

Özdağ, Washington’daki görüşmede gündeme gelen enerji ve ticaret başlıklarını da masaya yatırdı. Trump’ın Türkiye’den “Rusya ile ticareti sınırlama” talebine dikkat çeken Özdağ, Türkiye’nin doğalgaz ve petrol anlaşmalarının devletler arası olduğunu hatırlattı:

“ABD’den alınacak LNG, Rusya’dan alınan doğalgaza göre %30 daha pahalı. Bu fark sanayi ürünlerine ve hane halkının giderlerine doğrudan yansıyacaktır. Fabrikalarda maliyetler, evlerde ise ısınma giderleri %30 artacak. Bu durum Türkiye’nin kendi halkını cezalandırması anlamına gelir.”

Sivil Nükleer İşbirliği ve Halkbank Dosyası

ABD ile yapılan sivil nükleer işbirliği anlaşmasına ihtiyatlı bir şekilde yaklaşan Özdağ, küçük nükleer santral teknolojilerinin kullanılabilmesi halinde anlaşmanın fayda sağlayabileceğini ifade etti.

Halkbank davasına da değinen Özdağ, Erdoğan’ın ABD tarafına bir yıllık süre talep ettiğini aktararak, “Bu sürecin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerini yakından izleyeceğiz.” dedi.

Boeing, F-35 ve S-400 Belirsizliği

Özdağ, Türkiye’nin 200’den fazla Boeing uçağı almayı taahhüt ettiği iddialarını gündeme getirirken, F-35 meselesinde ise ABD’nin yeni şartlar ileri sürdüğünü vurguladı.

S-400’ler konusunda ise belirsizliklerin devam ettiğini söyleyen Özdağ, “Türkiye taahhütlerini net bir şekilde ortaya koyarken, Amerikan tarafı ‘Kongre onaylarsa’ diyerek belirsizliği sürdürmektedir. Peki Kongre kabul etmezse ne olacak? Türk çiftçisinin sırtına yük bindiren tarım ürünleri düzenlemesi tekrar devreye mi girecek?” diye sordu.

Suriye ve Hamas Dosyası

Özdağ’ın gündeme taşıdığı bir diğer başlık ise Suriye oldu. ABD’nin PKK/YPG bölgesine yaptığı yardımların durdurulup durdurulmadığının belirsiz olduğunu söyleyen Özdağ, “Türkiye’ye dayatılan ademi merkeziyetçi bir Suriye modeli mi, yoksa üniter bir yapı mı ortaya çıkacak, netlik kazanmış değil.” ifadelerini kullandı.

Hamas ile ilgili konuların da görüşmelerde yer aldığını belirten Özdağ, İsrail’e teslim edilmesi gündeme gelen esirler meselesinin Türkiye’nin aracılığıyla tartışıldığını kaydetti.

 “Egemenlik Çizgimiz Kırmızı Çizgimizdir”

Ümit Özdağ, basın toplantısını çarpıcı bir mesajla sonlandırdı:

“Türkiye’nin egemenliği, istiklali ve devlet saygınlığı hiçbir pazarlığın konusu olamaz. Washington’daki görüşmelerin Türkiye’ye maliyetini önümüzdeki günlerde daha net göreceğiz. Türk milleti, bu tabloyu dikkatle izleyecek ve sorgulayacaktır.”

Lozan Antlaşması ve Heybeliada Ruhban Okulu

1923’te imzalanan Lozan Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası alanda egemenliğini tescil eden temel belgedir. Bu antlaşma ile:

Azınlıkların hakları net bir şekilde tanımlanmıştır.

Eğitim kurumlarının açılması ve faaliyet göstermesi Türkiye Cumhuriyeti’nin iznine ve denetimine bağlanmıştır.

Yabancı devletlerin veya dini otoritelerin, Türkiye’nin iç işlerine müdahale etmesi engellenmiştir.

Heybeliada Ruhban Okulu, 1971’de Anayasa Mahkemesi’nin kararları ve Yükseköğretim düzenlemeleri çerçevesinde kapatılmıştır. Lozan’a göre, azınlıkların eğitim hakkı vardır; ancak bu eğitim Türkiye Cumhuriyeti’nin milli eğitim sistemi ve denetimi içinde yapılmalıdır. Yani bağımsız, özerk veya yabancı otoritelere bağlı bir kurum açılması Lozan’a aykırıdır.

Ruhban Okulu Açılırsa Ne Olur?

Eğer Heybeliada Ruhban Okulu, ulusal mevzuat dışında, Patrikhane’nin veya yabancı baskıların talebiyle yeniden açılırsa:

Egemenlik Zedelenir
Türkiye’nin eğitim ve iç hukuk yetkileri fiilen dış baskıyla şekillendirilmiş olur. Bu durum, “Türkiye kendi kararlarını alamıyor” algısını doğurur.

Devlet Prestiji Sarsılır
Uluslararası alanda, Türkiye’nin temel ilkelerinden taviz verdiği yönünde bir tablo ortaya çıkar. Özellikle Lozan’ın ruhuna aykırı bir uygulama, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesini tartışmaya açar.

Emsal Tehlikesi Oluşur
Ruhban Okulu’nun bu şekilde açılması, diğer dini veya etnik grupların da benzer taleplerle gündeme gelmesine yol açar. Bu durum ileride Türkiye’yi çok daha büyük siyasi baskılarla karşı karşıya bırakabilir.

Azınlık Hakları Meselesinden Jeopolitik Araç Haline Gelir
Batılı devletler ve ABD, bu örneği kullanarak Türkiye üzerinde sürekli baskı unsuru yaratabilir. Tıpkı Osmanlı dönemindeki kapitülasyonlarda olduğu gibi, iç meseleler dışarıya bağımlı hale gelebilir.

Heybeliada Ruhban Okulu meselesi küçük bir azınlık meselesi değil, doğrudan egemenlik, devlet prestiji ve milli bağımsızlık konusudur. Eğer okul, Lozan’ın çizdiği sınırlar içinde ve Türkiye’nin denetiminde açılırsa sorun teşkil etmez; ancak uluslararası baskılarla, Patrikhane’nin bağımsızlığı temelinde açılırsa, bu durum Cumhuriyet’in en temel kazanımlarından biri olan “ulusal egemenlik” ilkesini zedeler.

Ruhban Okulu’nun açılması, Türkiye’nin egemenlik çizgilerinin korunup korunamayacağının en somut testi olacaktır

yilmazparlar@yahoo.com

Türk Kadınının Rolü ve Türk Tarihinin Kökenleri-Yılmaz Parlar

    Aydınlar Ocakları 53. Şura'sında Türk Kadınının Rolü ve Türk Tarihinin Kökenleri Konuşuldu Aydınlar Ocakları'nın 10-11-12 Ekim 2...